Öncelikle,
"metalurji" meteorolojiyle karıştırılmaktan çok muzdarip bir kelime!
Birçoğumuz,
bölümümüzü ilk söylediğimizde şu klasik tepkiyi almışızdır:
"Aaa ne
güzel, hava durumu mu çalışıyorsun?"
İçimizden derin
bir nefes alıp gülümseyerek cevap veririz:
"Hayır,
biz dünyayı ayakta tutan şeyleri çalışıyoruz: Malzemeleri!"
Kısaca söylemek
gerekirse, bu alan her türlü malzemenin üretimi, işlenmesi, geliştirilmesi ve
kullanımını inceler. Metaller, seramikler, polimerler, kompozitler… Akla gelen
her şey bizim ilgi alanımıza girer.
İster uzaya
çıkan bir roketin motoru, ister cep telefonunuzun ekranı, isterse de
dişinizdeki bir implant olsun; hepsi, doğru malzemenin doğru şekilde
geliştirilmesiyle mümkün olur.
Metalurji
kelimesi, özelde metallerin ve alaşımların üretimi ve şekillendirilmesiyle
ilgilenir. Malzeme bilimi ise, malzemelerin iç yapısı (mikroyapı), özellikleri
(dayanıklılık, sertlik, esneklik gibi) ve bu özelliklerin nasıl optimize edileceğiyle
ilgilenir.
Bu
mühendislik dalı;
Yeni malzemeler
tasarlamak, mevcut malzemeleri geliştirmek, üretim süreçlerini optimize etmek,
malzemelerin nasıl ve neden bozulduğunu anlamak gibi kritik konular üzerinde
çalışır.
Örneğin:
Arabaların
çarpışmalara karşı daha güvenli olmasını mı istiyoruz? Darbe direnci yüksek,
mukavemeti daha iyi yeni nesil çelikler geliştiriyoruz.
Daha hafif ve
güçlü uçaklar mı lazım? İleri seviye kompozit malzemeler tasarlıyoruz.
Enerji verimli
bataryalar mı gerekiyor? Nano düzeyde malzeme üretimi yapıyoruz.
Sonuçta,
Metalurji ve Malzeme Mühendisliği, teknolojiye yön veren, yeniliklerin
arkasındaki görünmez kahramandır.
O yüzden bir
gün birisi yine size "Meteoroloji mi okuyorsun?" diye sorduğunda,
hafif bir gülümsemeyle şöyle diyebilirsiniz:
"Hayır,
biz sadece dünyayı şekillendiriyoruz." J
Yorumlar
Yorum Gönder